Bilirsiniz bazı anneanneler rüya yorumcusu ve şifacısıdır. Bizim ev deyim yerindeyse yol geçen hanıydı. Konak tipi ahşap evde oturur tüm akrabaların çarşıya inerken uğradığı noktada konumlanırdık. Hiç özel bir akşamımız ve sabahımız olmazdı. Çat kapı hala, çat kapı amca çat kapı amcaoğlu, çat kapı halanın kaynının dayısının eski ortağı bile gelebilirdi. 🙂 Bizde n’apalım bir bardak çay daha koyar dinlerdik. Maşşallah herkesin terapi merkezi gibiydik. Aslında işin sırrı bizden kimseye laf çıkmaması, annemin sıkı ağzı ve bizlerin duyduğunu duyduğu yerde bırakmasındandı. Yıllarca sınırlara ve özel alana ayıp etmemeyi sülalemden gani gani öğrendim şükür! :)) Birde her gelenin rüya derdi olurdu, şunu gördük bunu gördük nedir ne değildir anam bahalee… Ben de yıllarca bunlardan etkilenip her şeyi rüyamda görür oldum hala da görüyorum. Karşıma çıkan onca şahsa anneannem rüyaya yatsa da göremeyip yorum yapamamıştı. İlk defa Kerem ile düşünme aşamasında olduğumuz zaman anneanneme ‘rüyana bak’ demiştim. Beni sevinçle aradı! Yıllar sonra rüyasında görebildiğini söyledi. “Ağzında bir gül vardı yavrum çok utangaçtı ayakta bekledi, yorulmuş. Ben de gel yavrum çekinme dedim sandalye verdim oturdu dedi. Büyükler kapıyı sana açtı verdiler seni valla.” dedi. bu arada dolmuştaydım ve duyamıyordum mecbur hoparlör açtım herkes öğrendi! Hayırlı olsun vs… diyerek güldüler. İlk hayrı o gün gördük. 😀 Aradan zaman geçti ve Kerem nikah kıyafeti olarak Küçük Prens kostümü istediğini söyledi ben de zaten kırmızı şapka takmak istiyordum otomatikmen gülü oluverdim. Hikayedeki önemini bilenler bilir. Bugün nikah fotoğraflarına bakarken de neden gül olduğumu farkettim. Ah anneannem ya, ya benim ponçik ruhlu güzel ninem taa o günlerden görmüş gül olacağımı ve mutlu olacağımı. Şimdi fark ettim ve yazmak istedim. Evet evlenmek istemiyor, evet on yıl boyunca tek tabanca direniyordum bu şehirde! Onuncu yıla farklı soy adıyla girdim ve evlilikte ise 1.Yılı devirdik. Bizim mottomuz acısıyla tatlısıyla ne şahane bir şey yaşamak! Zaten Kerem de teklifini yaparken sana toz pembe hayat sunmuyorum birlikte acı tatlı ne varsa yaşayalım istiyorum demişti. Bizi seviyorum, geniş ailemizi de bizi biz yapan her şeyi de.
Bir yanıt yazın